Kayseri'nin Develi ilçesinde yaşanan kaçak sünnet skandalı, Türkiye genelinde büyük yankı uyandırdı. Yedi yaşındaki F.E.B.'nin özel bir sağlık kabininde yasak olmasına rağmen yapılan sünneti sonrası kangren olan cinsel organının kesilmesiyle ilgili olarak sağlık memuru Hüdai Çeliker ve sağlık kabini işletmecisi Safiye D. tutuklandı. Olay, hem sağlık sektöründeki denetimlerin yetersizliğini hem de yasadışı faaliyetlerin nasıl ağır sonuçlara yol açabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi.

Sertifika Programlarını İncelemek için tıklayın

Skandalın Ardındaki İfadeler ve Suçlamalar

Kayseri’deki bu acı olayın ardından gözaltına alınan sağlık memuru Hüdai Çeliker ile sağlık kabini işletmecileri Safiye D. ve Selçuk T., emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından adliyeye sevk edildi. Sulh ceza hakimliğine çıkarılan şüpheliler, verdikleri ifadelerde suçu birbirlerine attı.

Hüdai Çeliker ifadesinde, sünneti kendisinin değil, sağlık kabini işletmecisi Safiye D.'nin yaptığını, kendisinin sadece orada bulunduğunu ve sünnetin nasıl yapılacağını tarif ettiğini öne sürdü. Ancak, Safiye D. ise Hüdai Çeliker'in sünneti bizzat kendisinin yaptığını, işlem sırasında pansumana dikkat etmediğini ve hatalı bir şekilde elastik bir bandaj kullanarak aileyi eve gönderdiğini belirtti.

Bu ifadeler, olayın sorumluluğunu kimin taşıdığı konusunda bir belirsizlik yaratırken, her iki tarafın da birbirini suçlaması, sürecin ne kadar karmaşık ve ihmallerle dolu olduğunu ortaya koyuyor.

Geçmişteki Skandallar ve Sosyal Medyada Tepkiler

Hüdai Çeliker'in geçmişte de benzer şekilde yasadışı sünnet operasyonları gerçekleştirdiği ortaya çıktı. Beş yıl önce Develi Devlet Hastanesi'nde çalışan Çeliker’in, hastanenin malzemelerini kullanarak dışarıda kaçak sünnet yaptığı gerekçesiyle soruşturma geçirdiği öğrenildi. Bu durum, sağlık sektöründe denetimlerin ve yaptırımların ne kadar yetersiz olduğunu gösteriyor.

Skandalın patlak vermesiyle birlikte sosyal medyada birçok aile, Hüdai Çeliker’in kendilerine de benzer hizmetler verdiğini paylaştı. Kübra Hülya Uyanık adlı bir sosyal medya kullanıcısı, oğlunu beş yıl önce Çeliker'e sünnet ettirdiğini belirterek, "Hastanede küçük yaştaki çocuklara narkoz verilemediğini, bu nedenle sünnetin evde yapılması gerektiğini söylemişti. Şimdi olayları görünce şükrettim," ifadelerini kullandı.

Bir başka sosyal medya kullanıcısı ise, Hüdai Çeliker'in köylerde yanındaki bir temizlik görevlisiyle birlikte yasadışı sünnet operasyonları gerçekleştirdiğini iddia etti. Bu iddialar, olayın sadece Kayseri ile sınırlı kalmadığını ve daha geniş bir alana yayıldığını gösteriyor.

Sertifika Programlarını İncelemek için tıklayın

Kaçak Sünnetin Yasal ve Etik Boyutları

Türkiye'de sünnet işlemleri, tıbbi bir müdahale olarak kabul edilir ve sadece uzman doktorlar tarafından, steril ve güvenli ortamlarda gerçekleştirilmesi gereken bir işlemdir. Ancak, bazı bölgelerde yeterli sağlık hizmetlerine erişimin zor olması, yasadışı ve güvenliksiz sünnet operasyonlarının yapılmasına zemin hazırlıyor. Bu tür yasadışı faaliyetler, çocukların sağlığını ciddi şekilde tehdit etmekle kalmayıp, aileleri de büyük bir risk altına sokuyor.

Yasadışı sünnet işlemlerinin etik boyutu da tartışılması gereken önemli bir konudur. Sağlık hizmetlerinin temel ilkesi, hastaların güvenliğini ve sağlığını korumaktır. Ancak, bu olayda görüldüğü gibi, bazı kişiler bu ilkeleri ihlal ederek, kar amacı güden tehlikeli uygulamalara başvurabiliyor. Bu tür ihmaller, geri dönüşü olmayan sağlık sorunlarına ve ciddi yasal sonuçlara yol açabiliyor.

Sağlık Sektöründe Denetimlerin Artırılması Gerekiyor

Kayseri’de yaşanan bu trajik olay, sağlık sektöründe denetimlerin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Sağlık Bakanlığı ve ilgili kurumların, özellikle kırsal ve sağlık hizmetlerine erişimin zor olduğu bölgelerdeki denetimlerini artırmaları gerekiyor. Ayrıca, bu tür yasadışı faaliyetleri engellemek için cezaların daha caydırıcı hale getirilmesi ve sağlık personelinin etik ve yasal sorumlulukları konusunda sürekli olarak eğitilmesi büyük önem taşıyor.

Bu tür olayların tekrarlanmaması için, hem sağlık profesyonellerinin hem de halkın bilinçlendirilmesi şart. Aileler, çocuklarının sünnet gibi tıbbi işlemlerini yaptıracakları yerleri özenle seçmeli, bu işlemin sadece yetkili ve deneyimli doktorlar tarafından uygun şartlarda yapılması gerektiğinin bilincinde olmalıdır.

Sertifika Programlarını İncelemek için tıklayın

Sonuç: Kaçak Sünnet Skandalı ve Alınması Gereken Dersler

Kayseri'deki kaçak sünnet skandalı, sağlık sektöründe ihmallerin ve yasadışı uygulamaların ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini gösteren acı bir örnek olarak hafızalarda yer etti. Sağlık memuru Hüdai Çeliker ve sağlık kabini işletmecisi Safiye D.’nin birbirlerini suçlamaları, olayın ne kadar karmaşık ve etik dışı olduğunu gözler önüne seriyor.

Bu tür olaylar, sağlık sektöründe denetimlerin artırılması ve yasadışı uygulamaların engellenmesi gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Ayrıca, ailelerin bilinçli davranarak, çocuklarının sağlıklarını tehlikeye atabilecek durumlara karşı daha dikkatli olmaları gerekiyor.

Sonuç olarak, bu trajik olay, sağlık hizmetlerinin güvenilirliğinin korunması için tüm tarafların üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesi gerektiğini bir kez daha hatırlatıyor. Hem sağlık profesyonelleri hem de aileler, çocukların sağlığı söz konusu olduğunda daha dikkatli ve bilinçli hareket etmelidir.

Sertifika Programlarını İncelemek için tıklayın